Satso Haziran Ayı Meclis Toplantısında Şehir Gündemi, Ekonomi Ve Sektörel Konular Görüşüldü
Satso Haziran Ayı Meclis Toplantısında Şehir Gündemi, Ekonomi Ve Sektörel Konular Görüşüldü
“Sakarya’nın üretim iddiasını geleceğe taşımak için tüm paydaşlarımızın iş birliğine ihtiyacımız var”
“Sakarya’nın üretim iddiasını geleceğe taşımak için tüm paydaşlarımızın iş birliğine ihtiyacımız var”
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Erdem ERCAN Başkanlığında Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün ALTUĞ, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyelerinin katılımıyla Erol Öztürk HACIEYÜPOĞLU Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Meclis Başkanı Erdem ERCAN şunları dile getirdi: “İsrail tarafından Gazze’ye yönelik yapılan soykırımı, İran’a yönelik yapılan saldırıları Meclis’imiz adına şiddetle kınıyor, tüm saldırıların en kısa zamanda son bulmasını temenni ediyorum. Meclis Toplantımız öncesinde Odamız ev sahipliğinde açılış törenini gerçekleştirdiğimiz “Geçmişten Günümüze Mesleki Eğitim Fotoğraf Sergisi”nden dolayı Sağlam Metal olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Türk futboluna nice yıldız futbolcu ve teknik insan kazandıran, şehrimizin en önemli markası olan Sakaryasporumuz’un 60. yaşını Meclisimiz adına bir kez daha kutluyor, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen kongre sonucunda Başkan seçilen Sayın Muhammet KIRATLI ve Yönetimini tebrik ediyor, Sayın Cumhur GENÇ’e ve Yönetimine de değerli çalışmalarından teşekkürlerimizi sunuyorum.”
Toplantının devamında yoklama ve gündem maddelerinin oylanmasına geçildi. 1232 no’lu Meclis oturumuna ait tutanak görüşülerek oy birliği ile kabul edildi. Nisan ayı Kat’i Mizan ve ekleri ile Bütçe İzleme Raporu, Hesapları İnceleme Komisyonu Başkanı Tuncay Cebeci’nin sunumunun ardından oylanarak, meclis üyeleri tarafından tasdik edildi.
Meclis Toplantısının devamında Yönetim Kurulu’nun aylık faaliyetleri ile ilgili ilgili bilgi veren SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün ALTUĞ, şunları dile getirdi;
Ortadoğu’da Yaşanan Durum
“2025’in ilk yarısını geride bırakırken, küresel ekonomideki belirsizliklerin etkisini sürdürdüğünü görüyoruz.
Özellikle Ortadoğu’da İsrail, İran arasındaki savaş ve ABD’nin bu savaşa müdahil olması bölgesel istikrarsızlığı daha da derinleştiriyor.
Küresel anlamda enerji ve ticaret dengelerini doğrudan etkiliyor. Enerji ithalatçısı konumunda olan Türkiye açısından bu gelişmeler; petrol ve doğalgaz fiyatlarında yükseliş riski, üretim ve lojistik maliyetlerinde artış buna bağlı olarak enflasyon baskısının güçlenmesi anlamına geliyor.
Öte yandan, Suriye’de yeniden alevlendirilmek istenen terör, geçtiğimiz günlerde bir kiliseye yapılan bombalı saldırı, bölgedeki güvenlik risklerini daha da artırıyor. Malum, ülkemizin ticaret yollarının bir bölümü orta doğu üzerinden geçiyor. Bu nedenle bölgedeki çatışmalar; tedarik zincirini sekteye uğratabilir. Birçok sektör bundan olumsuz anlamda etkilenecektir.
Bu ekonomi döngüsünün ötesinde, bölgesel çatışmaların en ağır yükünü, ne yazık ki siviller ve masum insanlar taşımaktadır. Bu gelişmelerin, insani boyutları görmezden gelinemez. İran-İsrail arasındaki çatışma hattında yer alan Gazze başta olmak üzere, Filistin’de uzun süredir devam eden sivil kayıplar, altyapı yıkımı ve temel insani yaşam koşullarının ortadan kalkması, vicdanları derinden sarsmaktadır. Bu tabloda, ekonomik göstergeler elbette önemlidir ancak ekonominin de hayatın da temel unsuru insandır ve insan hayatı çok değerlidir.
Ne yazık ki barış ve istikrarın hakim olduğu küresel bir düzen temenni etmekten başka, elimizden bir şey gelmiyor. Diğer yandan, bölgemizde yaşanan savaş ortamına rağmen Türkiye'nin çok yönlü dış politikası ve bölgesel barışa katkı sağlamaya dönük diplomatik duruşu, ülkemiz açısından olası riskleri azaltmaktadır. Ancak sürecin ne getireceği maalesef yine belirsiz.
Türkiye Ekonomisi
Bu küresel tablo içinde Türkiye ekonomisi enflasyonla mücadeleye devam ediyor. Sıkı para ve maliye politikalarının etkisi kademeli olarak hissediliyor. Bu sıkı para politikaları tüm gelişmiş ülkelerde de bu şekilde devam etmekte. Söz konusu poltikaların yansımaları sınırlı büyüme rakamları olarak karşımıza çıkıyor. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre mayıs ayı itibarıyla enflasyon %35,41 olarak açıklandı. Merkez Bankası’nın yıl sonu tahmini %24 olarak halen devam ediyor. Orta vadeli program çerçevesinde 2025 yılı için ise %4 büyüme hedefleniyor. Bu büyümenin, özellikle yüksek katma değerli sektörler, teknoloji odaklı üretim ve ihracat üzerinden gerçekleşmesi sürdürülebilir ve gerçekçi bir büyüme için önemli.
Sanayi Üretim Endeksi
Sanayi sektöründe ise hâlen dalgalı bir görünüm gözleniyor. Üretimden sanayi altyapısına, tüm yatırım maliyetlerinden enerji yüklerine kadar her alanda iyileştirme ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Sanayiciler OSB’lerde sadece üretimle uğraşmıyor; arsadan altyapıya kadar elektrikten suya, birçok masrafla da baş etmek zorunda kalıyor. Bu maliyetler arttıkça üretim yapmak, ayakta kalmak da zorlaşıyor. Sanayi üretim endeksine baktığımızda nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yalnızca %3,3 artış görülüyor. Bu sınırlı üretim artışı da, sürdürülebilir büyümenin, ancak üretim ve yatırım ortamının güçlendirilmesi ve devlet tarafından desteklenmesiyle mümkün olabileceğini gösteriyor.
Yüksek Sabit Kur Artan Maliyetler
Oysa yaşanan süreçte; üretici ve ihracatçı önemli bir yükle karşı karşıya. Bir yandan finansman maliyetleri yükselirken, diğer yandan da finansmana erişim daha da zorlaştı. TL değer kazandıkça ihracatçı kaybediyor, ithalatçı kazanıyor. Son bir yıldır sabit kur, yükselen enflasyon, artan maliyetler ve çalışan ücretleri arasındaki denge bozulmuş, özellikle ihracatçı bu döngünün kaybedeni olmuştur. Hepimiz bu zorlukları yaşıyoruz.
Yatırım teşvik sistemi
Bu doğrultuda yeni yatırım teşvik sistemi, KGF Teminatlı Krediler, Eximbank’ın ihracatçılara sunduğu destekler ve yatırım taahhütlü avans kredileri çok önemli. 30 Mayıs’ta açıklanan, yeni yatırım teşvik sistemi iş dünyası için önemli bir adım oldu. Bu yeni sistemle birlikte artık teşvikler daha seçici, daha odaklı ve daha etkin biçimde kullanılacak. Özellikle yüksek katma değerli, ileri teknoloji içeren ve dışa bağımlılığı azaltacak yatırımlar öncelik kazanıyor. Finansmana erişimi kolaylaştıran faiz ve kâr payı destekleri, makine-ekipman alımlarına yönelik nakdi teşvikler ve SGK prim teşvikleri gibi uygulamalar üretim yükünü azaltmayı hedefliyor. Ayrıca kurumlar vergisinde sağlanacak indirimler de var. Dijitalleşme ve yeşil dönüşüm odaklı projeler de desteklenecek
KGF destekleri
KGF aracılığıyla işletmelerimize yönelik toplam 25 milyar lira kefalet limitli bir destek paketi hayata geçirildi. Bunun 17,5 milyar lirası işletme sermayesi ihtiyacına, 7,5 milyar lirası ise yatırım harcamalarına yönelik olarak kullanılacak. Paketin kefalet oranı ise yüzde 85 olarak belirlendi. Bu paket; doğru yönlendirmelerle birlikte, reel sektörün önünü açabilecek nitelikte bir adımdır. Ancak sürdürülebilir büyüme için yapısal reformlarla desteklenmiş, kapsamlı finansman çözümlerine ihtiyacımız var. Beklentimiz bu tür desteklerin daha geniş kapsamlı, daha erişilebilir, dengeli, uzun vadeli yapılarla desteklenmesi yönünde.
Uygulamadaki bürokratik süreçlerin sadeleştirilmesi, krediye erişimde sektör bazlı önceliklerin netleştirilmesi ve geri ödeme koşullarının daha esnek hale getirilmesi, bu desteklerin amaca hizmet etmesi açısından önemlidir. İş dünyası olarak kısa vadede finansman maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve döviz kuru ile enflasyon arasındaki korelasyonun dengelenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tüm sıkıntıları aşacak güce sahibiz. Bu gücün, Türkiye'nin yatırım kabiliyetini yukarı çekecek, üretimde ve ihracatta yaşadığımız sıkıntıları kademeli olarak ortadan kaldıracak politikalarla beslenmesi gerek. Biz, Türkiye'nin hem yerel hem küresel risklere mukavemetli, üretim ve teknoloji odaklı büyüme rotasını destekliyoruz.
Çözüm odaklı duruşumuzu sürdüreceğiz. Çünkü bu ülkenin potansiyeline, insanına ve üretim gücüne güveniyoruz. Ancak iş dünyasının da aynı paralelde desteklenmesi gerekiyor. Sürdürülebilirliği önceleyen, yatırımı cesaretlendiren ve ihracatı yeniden ayağa kaldıracak kararlı adımlar hızla hayata geçirilmeli. Özellikle üretimde rekabet gücümüzü artırmak için yeşil ve dijital dönüşüme daha çok odaklanmamız gerekiyor.
Sakarya Dış Ticaret Verileri
Küresel ve ulusal ekonomik gelişmeler çerçevesinde Sakarya’nın dış ticaret verilerine de değinmek istiyorum:
Tim tarafından açıklanan ihracat verilerine göre ilimiz mayıs ayında bir önceki aya göre %36, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre ise yüzde 15’lik bir düşüşle 509 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Yılın ilk 5 ayındaki kümülatif ihracatımız 2 milyar doları aştı.
25 ana sektörün 13’ünde ihracatımız geçtiğimiz yıla oranla artış gösterdi. Özellikle makine ve aksamları, demirçelik ve demir dışı metaller sektörlerindeki %40’lık sıçramalar nisan ayındaki düşüşü telafi eder bir performans ortaya koydu. Serbest bölgeler dahil dünyanın 118 noktasına ihracat gerçekleştirdik.
Toplam 50 ülkeye ihracatımız arttı.22 ülkeye yüzde 100’ün üzerinde, 9 ülkeye de geçtiğimiz yıla oranla yüzde 50’nin üzerinde ihracat yaptık. Özellikle Romanya, Yunanistan, İsviçre ve Belçika gibi Avrupa ülkelerinde ciddi artışlar yakaladık. Tuik tarafından açıklanan son dış ticaret verilerine göre ise nisan ayında ihracatının ithalatı karşılama oranı %100 olarak gerçekleşti ve ilk 3 ayda 330 milyon dolarlık dış ticaret fazlası verdik.
Şunu da bir kez daha belirtmek istiyorum: Sakarya’nın hem ticaret hem tarım hem turizm hem de üretimde iddiası ortada…Bu iddiayı yeni OSB’ler, küçük sanayi siteleri, organize tarım bölgeleri yeni ticaret merkezleri gibi projelerle geleceğe taşımak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Yüksek teknoloji ürünlerinin toplam ihracat içindeki payını bu bölgelerimizde üreterek artıralım istiyoruz. Bunun için üniversitelerimiz başta olmak üzere tüm paydaşlarımızla iş birliğine ihtiyacımız var. Bu konuda tüm şehir aynı yöne bakalım istiyoruz.
Toplantının “Meslek Komitelerinin Sorunlarının Görüşülmesi” gündem maddesinde söz alan;
7. Meslek Komitesi ((Isıtma, Soğutma ve Mekanik Tesisatçılar) Adem BİLGEN
Geleneksel olarak düzenlediğimiz futbol turnuvası başlamak üzere Meslek komitesi olarak 20 Temmuz’da gerçekleştireceğimiz açılışa sizleri de bekliyoruz. Biliyorsunuz ki futbol sadece bir spor değil bir birleştiricidir. Pozitif bir sinerji oluşturacaktır. Birleştirici bir güce komite olarak hepinizi davet ediyoruz.
Sektörümüzle ilgili olarak da sıcakların artmasıyla klima ihtiyacı da artmış durumda. Yoğun talep nedeniyle klima montaj sürelerinin uzaması zaman zaman sıkıntılara neden olmaktadır. Bu sorunları önceden bilmek ve çözüm yollarını konuşmak hem müşterilerimiz hem de sektörümüz açısından önemli. Bu konu randevuların aksamasına ve müşteri memnuniyetsizliğine yol açabiliyor. Hızlı işleyiş sağlamak adına montajda gerekli standartlara uyulamayabiliyor. Yoğun dönemlerde montaj ekiplerinin iş yüünü planlamak ve randevularını buna göre ayarlamak müşteri memnuniyetini artıracaktır. Müşterilerin de bu dönem başlamadan cihazlarını temin etmeleri servislerimizin işlerini kolaylaştıracak ve mağduriyeti sonlandıracaktır.
Bizim tesisatçılar çarşısı ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Desteklerinizle tamamlayacağız.
Tığcılar Mahallesinden başlayacak olan Kentsel Dönüşüm çalışmaları eski yapılar yerine Modern güvenli deprem yürürlüğüne uygun bir şekilde binalar yapılacak. Örnek bir yaşam alanı haline gelecektir. Bu tür büyük ve vizyon projeler ancak güçlü bir irade, kararlı bir duruş ve halkla iş birliği ile gerçekleşir. İşte tam da burada Büyükşehir Belediye Başkanımız Yusuf Alemdar’ı bu projeyi sahiplendiği ve cesaret gösterdiği için tebrik ediyorum. Tüm belediye çalışanlarımız kutluyorum. Atılan bu adıma katkı sunana herkese teşekkür ediyorum. Fakat bu proje devam ederken süre uzaması konusunda halkın da mağdur edilmemeli
4. Meslek Komitesi (Tarım Ürünleri Üretimi ve Ticareti) Meclis Üyesi Ahmet BAYRAK “En sıkıntılı meslek grubu bizim meslek grubu galiba. Çünkü en çok problemler bizde yaşanıyor. Tarım ve hayvancılık ile alakalı, bütün problemlerin üzerine bir de 2 senedir ciddi bir iklim krizi ile karşı karşıyayız. Kuraklık ve don olaylarından sonra bunların yansımalarını görmek üzereyiz. Artık fakirin yiyeceği bir meyve olduğunu düşünmüyoruz. Herkes pazarda marketlerde meyve fiyatlarını görünce donun etkisini anladı. Artık kuraklığa karşı sulamanın , damlama sulamalarının , yer altı sulamalarının bölgemizde de çok ciddi bir şekilde yapılması gerektiği ortaya konuldu . Bunlar bizi gelecekte tehdit eden büyük tarımsal sorunlar” dedi.
Önümüzdeki sene gıda enflasyonunu geleceği nokta ile ilgili de değerlendirmede bulunan Meclis Üyesi Bayrak, “Şu hafta içerisinde Sakarya’ya gelen besilik danaların, ithal danaların fiyatları çiftliğe maliyeti 250 lira canlı olarak, bu da şu demek oluyor; Karkas et maliyetinin 500 TL olması anlamına geliyor. Sene sonuna kadar enflasyon ve dolar baskısıyla bunun kesimin 600 TL olacağı var sayılırsa, kıyma fiyatlarının neredeyse 1000 TL civarına yaklaşacağını ön görüyoruz. Biz bundan 7,8 sene önce 1 kg domatesle 1 litre süt alabiliyorduk. Şu anda ise 1 kilo domates ile 3 litre süt alabiliyoruz. Markette satılan 1 litre suyla, 1 litre süt alabiliyoruz.
Bir sanayi kuruluşu iflas ederse bunu başka bir yatırımcının alıp devam ettirebilme ihtimali var. Ama bu bir hayvancılık işletmesinde asla böyle olmuyor. Hayvancılık işletmelerinde iflas edenler ve bu sektörden çıkanlarım hiçbiri bu sektöre kesinlikle dönmüyor. Sektörü tehdit eden en önemli iş, tarım ve hayvancılığın 3,4 senedir gıda enflasyonuna ve maliye bakanlığının politikalarına boyun erdirilmesinden kaynaklı. Eğer enflasyonu düzeltmek istiyorsak kamu harcamalarından, kamu zamlarından vazgeçmek zorundayız. Devlet kendi alacaklarından vazgeçmeden, vatandaşın tüm alacaklarından vazgeçmesini talep etmemeli. Buradaki tüm sanayiciler üreticilerin bundan 5 sene önce, üretim maliyetindeki işçilik parametresi maksimum %15’ti. Şimdi ise %30’lara vardı.
Tarım ve hayvancılık sektörü ile alakalı en büyük problemimiz şu biz ham maddelerimizi özellikle slaşı sonbahara girerken alırız Ağustos eylül aylarında alırız. Burada ki en büyük kullanılan parametrelerden biri ziraat bankasının tarımsal kredileri. Ama bu sene tarımsal kredileri alabilecek esnaf kaldığı konusunda da çok ciddi spekülasyon var. Eğer bu sezonun sonunda biz bunları stoğa koyamazsak çok ciddi sorunlar yaşayacağımızı düşünüyorum. Tarımsal işletmelerin bazılarının üzerlerinde GES santralleri var Bu GES santrallerinin mahsuplarının aylık olarak yapılmasını istemiyoruz. Çünkü biz yazın üretiyoruz kışın daha çok tüketiyoruz. Bizden üretileni yarı fiyatına satın alıyor. Bize 2 katına kışın satıyor. Bu doğru bir çözümleme değil. Bence mahsubun senelik olarak yapılması gerekiyor.” dedi
33. MESLEK KOMİTESİ (Makine ve Otomasyon Sistemleri Üreticileri) Meclis Üyesi Günay GÜNEŞ, “Benim konum bayramlaşma. Bayramlaşma dediğimiz ailelerin eşin dostların bir araya geldiği bir arada vakit geçirdiği. Ve özlem duyduğumuz insanlarla hasbıhal ettiğimiz dönemlerdir. Bizim de burada güzel bir bayramlaşma etkinliğimiz oluyor. Bayramda burası dost meclisi olarak değerlendiriliyor. Ama bayram bayramdadır. Ben burada arife günündeki bayramlaşma programını doğru bulmuyorum. Bunu biraz sosyete bayramlaşması olarak değerlendiriyorum. Niye bu kural çıktı? Onu da tam bilmiyorum. Arife gününde toplumsal geleneğimiz bizim bayram hazırlıkları yapılır. Ben onun için bu tarz etkinliklere arife gününde katılmıyorum. Bunun da bir daha normal günlere bayramın içindeki bir güne dönüştürmesini rica ediyorum. Hatta şöyle valiliğin güzel büyükşehirle birlikte organize ettiği güzel bir bayramlaşma programı var. STK lar da gidiyoruz. Bir dönem başlamıştı başlamaya niyet edilmişti. Valilikte büyükşehir belediyesinde STK ların kendi özel yerleri olur. Hepimiz orada bir günde bir arada bayramlaşabiliriz. Konfor bekleniyorsa halledilir. O şekilde yapılmasını tekrar rica ediyorum.” dedi.
17. Meslek Komitesi (Kooperatifler, Enerji Altyapı ve Hafriyatçılar) Meclis Üyesi Adnan BORAZANCIOĞLU “Kültürel faaliyetlerle ve yayınlarla şehrin geçmişine sahip çıkan Odamızı tebrik ediyorum. Çocukluğumun at arabalarının boyacılarını Sakarya'nın Harfleri kitabında toplayıp, günümüze kazandırdıkları için ayrıca teşekkür ediyorum. Aynı şekilde bugün geçmişten günümüze mesleki eğitim fotoğraf sergisini de çok anlamlı buluyorum. Emeği geçenlere saygılarımı sunuyorum. Benim elime yeni geçen. Bir kitap var. Dipten Gelen Ses: Arifiye Köy Enstitüsü. Hakikaten çok ciddi değerlerimiz var. Binaları, mekanları ve hikayeleriyle ama bunlara maalesef sahip çıkamıyoruz. Bu anlamda Orhan Veli'nin bir şiirinden bir alıntıyla Arifiye Köy Enstitüsü’nü selamlamak istiyorum. “Yarına ümitle yürüyenlere bir selam uçuralım” demiş şiirinin bir yerinde.
“Bin bahar görse de taş yeşermez” hazreti Mevlana. Bu itibarla eğitim şart en büyük sıkıntımız bu. Grogoriv Petrov'un Idealist öğretmen kitabında bir ülkenin geleceğinin aydınlığa kavuşturulması için çok önemli mesajları var. Bu heyecanla bu duygularımı sizlerle paylaşmak istedim.” ifadelerini kullandı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.